30 Aralık 2014 Salı

karaciğer ve karaciğerin görevleri

KARACİĞERİN YAPISI VE GÖREVLERİ
 İnsanın almış olduğu besinler karaciğer tarafından kullanılabilir hale getirilir. Vücuda alınan besinler sindirim sisteminde parçalandıktan sonra kan yoluyla karaciğere iletilir. Karaciğer gelen bu karmaşık yapıdaki molekülleri parçalar ve kullanıma hazır hale getirir. Parçanmış bu moleküller ya depolanır veya kullanılması için yine kan yoluyla hücrelere aktarılır. Ancak sindirim esnasında açığa çıkan zararlı molekülleri de bazı işlemlerden geçirerek vücuttan atılması için böbreklere gönderir. Karaciğerin bazı görevleri şunlardır:
1. Safranın salgılanması (yaklaşık 4 su bardağı/gün)
2. Şeker, protein ve yağ metabolizmasını düzenlemek
3. Vücut ısısının dengelenmesi
4. Vücudun ihtiyaç duyduğu su ve vitaminlerin üretimini yapması
5. Besin (yağ, protein, şeker) ve kan üretimi için gerekli maddeleri depolar.
6. Vücut için gerekli olacak kan miktarını ayarlamak ve hormonların görevlerini denetlemek.
7. Vücudu enfeksiyonlara karşı korumak
8. Kanın temizlenmesini sağlamak.

  Karaciğer bu sayılan görevlerinden bir veya daha fazlasını yapamaz duruma geldiğinde vücutta çeşitli hastalıklar baş göstermeye başlar.  Bu hastalıklardan bazıları şunlardır:
a. Karaciğer yetmezliği
b. Karaciğer iltihaplanması
c. Karaciğer sirozu
d. Safra kesesi iltihabı
e. Safra kesesi taşıdır.
 
 Karaciğer Hastalıklarının Belirtileri:
 Karaciğer hastalıklarının belirtileri şunlardır.
1.  Hastanın sağ böğründe ağrı hissetmesi
2.  Bağırsaklarda aşırı miktarda gaz oluşması
3.  Hastanın karnının şişmesi
4.  Anüsten çıkan gazın pis kokması.
5.  Cilt renginin ve göz akının sararması.
6.  Yüz ve ellerde çil gibi lekelerin oluşması.
7.  Hastanın hazımsızlıktan şikâyet etmesi.
8.  Sabahları ağızda pas tadı ve acılık hissedilmesi.
9.  Nefesin kokması.
10. Sabahları ensede ağrı hissi.
11. Çarpıntı ve iştahsızlığın meydana gelmesi
12. Sabahları idrar renginin sarı ve koyu, ilerleyen saatlerde ise duru ve açık renkte olması.
13. Sık sık idrara çıkmak ve baldırlarda ağrı oluşması.
14. El ve ayaklarda şişlikler oluşması.
15. Geceleri uyumada isteksizlikler.
16. Görme ve işitme zayıflığı.
17. Kolay kanama ve kanamaların durdurulamaması

18. Bilinç ve ruhsal durum bozuklukları

22 Aralık 2014 Pazartesi

Ev yapımı Çamaşır Tozu

EV YAPIMI ÇAMAŞIR TOZU ve KULLANIMI

Evde çok kolay bir şekilde çamaşır tozu yapılabilir ve bu yapılan çamaşır tozu güven içinde kullanılabilir. Bunun için sayacağımız malzemeleri almanız ve anlattığımız şekilde karıştırmanız yeterli olacaktır. İşte malzemeler:
·         1 bardak rendelenmiş parfümsüz bitkisel sabun
·         1 bardak çamaşır sodası
·         1 bardak karbonat
·         1/2 bardak boraks (isteğe bağlı)
·         10-15 damla uçucu yağ (isteğe bağlı)

 Yapımı ve Kullanım Şekilleri:
·         Yukarıda saydığımız ürünlerin tamamını bir kap da karıştırarak kapaklı bir kavanoza aktarın.
·          Makinenizin toz bölmesine her zaman kullanmış olduğunuz miktarda kullanın.
·         Makinenizin yumuşatma haznesine de yapacağınız her bir yıkama için yarım bardak sirke (elma) koyun.
·         Ayrıca 2 litre sıcak su içine yarım tatlı kaşığı boraks, yarım çorba kaşığı karbonat, bir çorba kaşığı çamaşır sodası ile ¼ bardak sirke ve yeterli miktarda arap sabunu ilave ederek iyice karıştırınız. Sonra hazırlamış olduğunuz bu karışımı banyo ve tuvalet temizliği için kullanabilirsiniz. Bunun için karışımı fırça yardımı ile yerlere uyguladıktan sonra yumuşak bir bezi suyla ıslatarak durulayın. Bu karışımın dezenfektan etkisinden ötürü tuvaletlerdeki kötü kukulardan da kurtulabilirsiniz.


17 Aralık 2014 Çarşamba

ÇAMAŞIR SUYUNUN TARİHSEL GELİŞİMİ

ÇAMAŞIR SUYUNUN TARİHÇESİ
 MÖ. Yaklaşık 4-5 binli yıllarda; yani daha günümüz çamaşır suları üretilmeden binlerce yıl öncesinde kirli kıyafetler bir dizi yıkama teknikleri kullanılırdı. Bunların en bilinenleri kül suyunda bekletme, tekrarlanan kaynatma yöntemi, üre, potas, sülfürik asitle ıslatma ve çeşitli alkali maddelerle ıslatma yöntemleridir. Bu gibi yöntemleri kullanılmış olan ve bugün bilinen bazı milletleri şöyle sıralayabiliriz.
 M.Ö. 5000- Mısırlılar: Bu gün için keşfedilmiş ve yıkama yapan en eski millettir. Daha çok giyecekleri yıkayıp güneşte kurutma yöntemini kullanmışlardır.
M.Ö. 3000- … : 3000 binli yıllarda yakılan tahta külleri çamaşır suyu olarak kullanılırdı. Elde edilen küller suyla karıştırılır ve çamaşırlar belirli sürelerle bu hazırlanan bu sularda bekletilirdi. Yeterince ıslatılan bu çamaşırlar güneşte kurutulurdu. Böylece mükemmel bir beyazlık elde edilirdi.
  M.S. 1000-1200- Hollandalılar: Bu dönemde Hollandalılar farklı bir yöntem geliştirerek yaklaşık 200 yıl boyunca Avrupalılara örnek oldular. Onları böyle popüler kılansa; ekşimiş sütün tahriş edici özelliğini daha önceden keşfedilmiş olan kül suyuna ilave etmeleri oldu. Böylece yıkama teknikleri bir adım daha modernleşmiş oldu. Ancak keşfedilen bu yöntem eski yöntemlere oranla çok iyi temizlemesine rağmen işlemin daha uzun sürmesinden ötürü sıkıntılıydı. Bu sıkıntının nedeni; yıkama işleminin haftalarca sürmesi ve bu sebeple çamaşırların bekletilebilineceği geniş alanlar gerektirmesiydi.
 Çamaşır Suyu İsminin Tarihteki İlk Kullanımı:
 Tarihi kaynaklar çamaşır suyu (bleach) isminin M.S. yaklaşık 1200 yıllarda İngilizcede kullanıldığını göstermektedir.
 Ancak 1756 yılında Edinburglu bilim adamı olan Francis Home, Hollandalıların aksine yıkamada sülfürik asiti kullanmayı denemiş ve başarılı bir sonuç almıştır. Üstelik bu formül ile yıkama süresi de inanılmaz derecede düşerek yaklaşık 12 saate kadar gerilemiş oldu.
 1772: Günümüz çamaşır sularının da etken maddesi olan kloru ilk defa aslen İsveçli olan Almanya doğumlu kimyacı Karl Wilhelm Scheele kullanmıştır. Bu buluşa 40 yıl kadar sonra İngiliz kimyacı Sir Humphrey Davy yeşilimsi sarı anlamına gelen klor ismini verdi.
  1785: Yıl 1785’i gösterdiğinde bu sefer Fransız kimyacı olan Claude Louis Berthollet; evlerde kullanılan çamaşır sularının imalatında kullanılan sodyum hipokloriti keşfetti. Berthollet; bu keşfini kostik klorlu potas çözeltisi ile elde etmişti ve ilk defa 1789 yılında Javel Suyu ismi ile satışa sunuldu. Bu ürün tarihte o güne kadarki en iyi sonucu vermiş olmasına rağmen; karışımı oluşturacak olan maddelerin tam miktarlarda kullanılmalarındaki zorluklardan ve de potasın zaten çok pahalı olmasından ötürü çok kullanışlı olamadı.
1799 : Berthollet’in  aksine İskoçyalı kimyacı Charles Tennant klor ile kireç taşını karıştırdı ve beyazlaştırıcı olarak kalsiyum hipoklorit içeren ilk çamaşır tozunu elde etti. Tennant kısa süre içinde bu ürününün sadece çamaşırlarda değil yazı kağıdı da dahil olmak üzere diğer ürünleri de beyazlattığını ispatladı. Bu ispattan sonra birkaç yıl içinde bu toz tüm Avrupa’ya yayıldı. Berthollet karışımına oranla daha ucuz olmasına rağmen hala pahalı bir üründü.
  1880 : Louis Pasteur : 1880 Yılında Louis Pasteur yaptığı bir çalışmada sodyum hipokloritin mikropları öldürdüğünü keşfetti.
  1913 : Bugün kullanılan ilk modern çamaşır suyunu Kaliforniya da kurulu olan The Elektro-Alkaline Co. Firmasının kostik soda çözeltisine klor katılması sonucunda elde edilen sodyum hipoklorit çözeltisini yani çamaşır suyunu elde etti. Bugün; Sodyum hipoklorit esaslı çamaşır suları büyük ölçüde çamaşır, temizlik ve suların mikroptan arındırılması için kullanılmaktadır.


14 Aralık 2014 Pazar

ÇAMAŞIR SUYU

ÇAMAŞIR SUYU
Hipoklorit: Formülü ClO- olan iyon yapıdaki bir köktür. Bu kök, kimyasal kararsızlığından ötürü yaptığı bileşiklerde her zaman bir elektron alır. Hipoklorit daha çok hipokloröz asit (HClO) eldesinde kullanılır. Bunun yanınada közmetik ürün, dezenfektan ve ağartıcı ürün formüllerinde de bu köke rastlanır. Negatif yapısından ötürü alkali metallerle kararlı bileşikler oluşturur. Bu kararlı bileşiklerini şöyle sıralamak mümkün:

Sodyum Hipoklorit: Çamaşır suyunun asıl yapısını oluşturan sodyum hipoklorit Na+ClO-  kararlı yapısındadır.  Sodyum Hipoklorit (Çamaşır Suyu, Hypo) (NaClO); Günlük hayatta beyazlatma amaçlı kullanılan bir tuzdur. Bu tuz şu şekilde elde edilir:

  2NaOH + Cl2 ---->   NaCl + NaClO + H2O

Lityum hipoklorit ve kalsiyum hipoklorit gibi kimyasal bileşiklerin elde edilmesinde kök olarak kullanılır. Ayrıca hipoklorit kökler manganı (Mn) oksitler ve permanganatı (MnO4)- oluşturur.

16 H3O + + 2 MnO4 + 10 Cl → 2 Mn2+ + 5 Cl2 + 24 H2O
6 H+ + 2 MnO4 + 5 HCOOH → 8 H2O + 2 Mn2+ + 5 CO2
4 OH + 2 MnO4 + 3 C2O42− → 2 MnO2 + 6 CO32− + 2 H2O
3 OH + 2 MnO4 + HSO3 → 2 MnO42− + SO42− + 2 H2O

 Hipokloritin; organik bileşiklerle ekzotermik tepkimesi sonucunda biyolojik yanıklar oluşturur. Bu nedenle hipokloritin temizlik ürünlerinde seyreltik olarak kullanılmasına izin verilir.

FİZİKSEL VE KİMYASAL ÖZELLİKLER
Görünüm ve Koku : Açık, yeşilimsi sarı renkli, karakteristik kokulu bir sıvıdır.Bozulma Durumu: Sodyum Hipoklorit çözeltileri, kolay bozunabilme özelliğine sahiptirler. Sodyum Hipoklorit’in bozunmasının niteliği ve bozunma hızı pek çok etkene bağlıdır.
Ancak bunlar arasında en önemlileri şunlardır :
Ø  Hipoklorit konsantrasyonu
Ø   Sıcaklık
Ø   Işık
Ø   Ürün içindeki bazı metal safsızlıkları
Yüksek konsantrasyondaki hipoklorit çözeltileri, düşük konsantrasyonda olanlara göre daha hızlı bozunurlar. Sıcaklık ve ışık, bozunma hızını artırır. Ürün içindeki safsızlık olarak bulunabilecek bakır, nikel, kobalt, demir gibi metaller oksijen çıkışıyla
sodyum hipokloritin bozunmasını hızlandırırlar.

 
SODYUM HİPOKLORİT KULLANIM ALANLARI
Sodyum Hipoklorit kullanan sektörler den bazıları şunlardır ; 
• Temizlik sektöründe ağartıcı malzeme olarak sodyum hipoklorit kullanılır.
 
• Temizlik malzemeleri imalatında (özellikle çamaşır suyu) Sodyum Hipoklorit kullanılır.
• İçme suyunun dezenfekte edilmesinde Sodyum Hipoklorit kullanılır. Su şartlandırma.
• Atıksu arıtmalarında arıtma sonunda dezenfekte amaçlı Sodyum Hipoklorit kullanılır.
• Havuz sularının dezenfekte edilmesinde Sodyum Hipoklorit kullanılır.
• Değişik sektörlerde ve değişik alanlarda defenfekte amaçlı Sodyum Hipoklorit kullanılır.


TAŞIMA, KULLANIM VE DEPOLAMADA DİKKAT EDİLECEK KONULAR


1) Taşıma ve kullanım sırasında gözlük, yüz maskesi, eldiven, çizme ve koruyucu giysi gibi KKD kullanılmalıdır.
2) İnsan dokularına karşı etkili olduğundan Sodyum Hipokloritin deri ile teması halinde yanma söz konusudur. Bu nedenle cilde Sodyum Hipoklorit teması durumunda bulaşan tüm giysiler çıkarılmalı ve etkilenen alan, bol su ile yıkanmalıdır.
3) Eğer kızarma, ağrı veya su toplama görülürse bir doktora başvurulmalıdır.
4) Gözle temas halinde ise göz kapaklarını açık tutarak, gözleri bol miktarda su ile en az 15 dakika yıkamalı ve hemen bir doktora başvurulmalıdır.
5) Eğer ağız yoluyla Sodyum Hipoklorit alınmış ise ağız bol su ile yıkanmalı ve hastaya su içirilmelidir. Hasta kusturulmaya çalışılmamalı ve hemen bir doktora başvurulmalıdır.
6) Buharlarının teneffüsü söz konusu olmuşsa hasta mümkün olduğu kadar çabuk temiz havaya çıkarılmalıdır. Eğer teneffüs zayıflamış veya durmuş ise suni teneffüs uygulanmalı ve hemen bir doktora başvurulmalıdır.
7) Sodyum Hipokloritin asitle karışması halinde çok ciddi etkileri olan toksit KLOR (Cl-açığa çıkar. Bu gibi durumlarda :
> Etkilenen alandan uzaklaşılmalı,
> Klorun çıktığı noktaya göre rüzgarı arkaya alacak bir durumda bulunulmalı,
> Gerekli olmadıkça açığa çıkan klorun etkisinde olan bölgeye girilmemeli, eğer gerekiyorsa bu bölgeye oksijen tüplü koruyucu giysi ile girilmelidir.
Klor gazına maruz kalınması halinde:
> Klor bulaşmış giysiler varsa bunlar hemen çıkarılmalı,
> Hasta temiz havaya çıkarılarak rahat ve sıcak tutulmalı ve sıcak su dolu bir kaptan buharlı havayı teneffüs etmesi sağlanmalı,
> Teneffüs zayıflamış veya durmuşsa suni teneffüs yaptırılmalıdır.

ersin.atay@hotmail.com